14 Mart 2024
Luka 15:11-32
Rab İsa ruhsal veya ahlâksal gerçekleri betimlemek, düşünmeye ve karar vermeye sevk etmek ve ruhsal anlayışı geliştirmek için yaşamdan örnekler verir; ayrıca bu sayede ruhsal gerçekleri, bunlara ihtiyaç duymayanlardan gizli tutmuş olur. Anlamların gizliliği, samimi olarak ilgilenenleri daha fazla araştırmaya sevk ederken, bunları anlamak istemeyenlerden gerçekleri gizlemeye yarar. Tanrı’nın (özellikle İsa’nın aracılığıyla) yaptıkları daha canlı bir şekilde betimlenir, böylelikle insanlar ya bunlara iman ederek İsa’nın izleyicisi olur ya da bunları redderek Tanrı’nın yargısına uğrar. İsa’nın karşıtları bu benzetmeleri O’nu suçlamak için hiç bir zaman bahane olarak kullanamamıştır.
Benzetmelerin ana teması, Tanrı’nın Egemenliği (nitelikleri ve yayılması) ve insanların buna verdiği karşılıktır. Genellikle, benzetmede geçen öğreti sayısı kadar kişi vardır. Birçok kez, benzetmelerin sonunda dinleyenlerin beklentisinin tam tersi veya hiç beklenmeyen bir anlam çıkar. Ve sık sık abartılı ifadeler kullanılır.
Ali Can Yüce kardeşimiz aynı zamanda ilk vaazı olan bu vaazda Kaybolan Oğul benzetmesini işliyor.
Kaynak ayetler
- Luka 15:11-321
11 İsa, “Bir adamın iki oğlu vardı” dedi. 12 “Bunlardan küçüğü babasına, ‘Baba’ dedi, ‘Malından payıma düşeni ver bana.’ Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırdı.
13 “Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitti. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etti. 14 Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı. 15 Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı. 16 Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey vermedi.
17 “Aklı başına gelince şöyle dedi: ‘Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum. 18 Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba diyeceğim, Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. 19 Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.’ 20 “Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken babası onu gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü. 21 Oğlu ona, ‘Baba’ dedi, ‘Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.’ 22 “Babası ise kölelerine, ‘Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!’ dedi. ‘Parmağına yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! 23 Besili danayı getirip kesin, yiyelim, eğlenelim. 24 Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.’ Böylece eğlenmeye başladılar.
25 “Babanın büyük oğlu ise tarladaydı. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun seslerini duydu. 26 Uşaklardan birini yanına çağırıp, ‘Ne oluyor?’ diye sordu.
27 “O da, ‘Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı kesti’ dedi.
28-29 “Büyük oğul öfkelendi, içeri girmek istemedi. Babası dışarı çıkıp ona yalvardı. Ama o, babasına şöyle yanıt verdi: ‘Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğlenmem için hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. 30 Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.’
31 “Babası ona, ‘Oğlum, sen her zaman yanımdasın, neyim varsa senindir’ dedi. 32 ‘Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!’ “
(Luka 15:11-32)
Ek Okumalar:
15:12 Malından payıma düşeni Baba, ölmeden önce mirasını nasıl bölüştüreceğini vârislerine bildirebilirdi (büyük oğula iki kat fazla olmak üzere; bkz. Luk.12:132; Yas.21:173). Adamın, küçük oğluna, isteği üzerine kendisi ölmeden mirastan payına düşeni vermesi alışılmamış bir durumdu.
15:13 her şeyini toplayıp Oğulun niyeti açıkça görülmektedir: Dönmemek üzere tüm mallarını alarak ailesinin denetiminden kurtulup kendi payına düşeni dilediği gibi harcamak. Sefahat içinde bir yaşam sürerek (Bkz. Luk.15:304).
15:15 domuz gütmek Domuz Kutsal Yasa’da dinsel açıdan kirli sayıldığından (Lev.11:75), bu iş Yahudiler için en aşağılayıcı iştir.
15:18,21 Tanrı’ya Grekçe’den birebir çevirisi: “göğe”.
15:22-23 en iyi kaftan… yüzük… çarık… yiyelim Her biri mevki ve aidiyet işaretleridir (krş. Yar.41:426; Zek.3:47): uzun kaftan saygınlığın belirtisidir, mühür yüzüğü yetki ifade eder (aileye tekrar kabul edilme), çarıklar oğulluk göstergesidir (köleler yalın ayak dolaşırdı). Besili dana da özel kutlamalar için kesilirdi.
15:28-29 Babanın bağışlayıcı sevgisi Tanrı’nın merhametini, büyük oğulun içerlemesi ise İsa’ya karşı çıkan Ferisiler ve din bilginlerinin tutumunu anlatır (Luk.15:28). oğlak Besili danadan daha ucuz bir yiyecek.
15:30 malını fahişelerle yiyen Aslında kardeşinin neler yaptığını bilmiyordu (Luk.15:139). şu oğlun Ağabeyi onu kardeş olarak bile kabul etmiyordu; nefreti bu kadar güçlüydü.
15:31 neyim varsa senindir Baba iki oğlunu da seviyordu. Benzetme, Tanrı’nın sevgisini anlamayan Ferisiler’in bencil ve dışlayıcı tavırları ile Tanrı’nın günahkârların tövbe etmesine sevinmesi arasındaki zıtlığı göstermektedir.
15:1-32 İsa Ferisiler’e, Tanrı’nın günahkârlara yönelik sevgisini Ferisiler’in dışlayıcı tavrıyla karşılaştıran üç benzetmeyle yanıt verir.
15:32 ölmüştü, yaşama döndü Küçük oğulun eve dönüşü, insanın Mesih’e iman edişinin güzel bir tasviridir (bkz. Rom.6:12-1310; Ef.2:1-511). “Kaybolmuştu, bulundu” ifadesi genellikle “mahvolanlardandı, kurtuldu” anlamında kullanılmıştır (bkz. Luk.19:1012; Mat.10:613; Mat.18:12-1414).
↩︎11 İsa, “Bir adamın iki oğlu vardı” dedi. 12 “Bunlardan küçüğü babasına, ‘Baba’ dedi, ‘Malından payıma düşeni ver bana.’ Baba da servetini iki oğlu arasında paylaştırdı.
13 “Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitti. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etti. 14 Delikanlı her şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk çekmeye başladı. 15 Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı. 16 Delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey vermedi.
17 “Aklı başına gelince şöyle dedi: ‘Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği var, bense burada açlıktan ölüyorum. 18 Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba diyeceğim, Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. 19 Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.’ 20 “Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken babası onu gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü. 21 Oğlu ona, ‘Baba’ dedi, ‘Tanrı’ya ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim.’ 22 “Babası ise kölelerine, ‘Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!’ dedi. ‘Parmağına yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! 23 Besili danayı getirip kesin, yiyelim, eğlenelim. 24 Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu.’ Böylece eğlenmeye başladılar.
25 “Babanın büyük oğlu ise tarladaydı. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun seslerini duydu. 26 Uşaklardan birini yanına çağırıp, ‘Ne oluyor?’ diye sordu.
27 “O da, ‘Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı kesti’ dedi.
28-29 “Büyük oğul öfkelendi, içeri girmek istemedi. Babası dışarı çıkıp ona yalvardı. Ama o, babasına şöyle yanıt verdi: ‘Bak, bunca yıl senin için köle gibi çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla eğlenmem için hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. 30 Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.’
31 “Babası ona, ‘Oğlum, sen her zaman yanımdasın, neyim varsa senindir’ dedi. 32 ‘Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu, bulundu!’ “
(Luka 15:11-32)
↩︎Kalabalığın içinden biri İsa’ya, “Öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın” dedi.
(Luka 12:13)
↩︎Tanrınız RAB’bin size buyurduğu gibi, onları –Hitit, Amor, Kenan, Periz, Hiv ve Yevus halklarını– tümüyle yok edeceksiniz.
(Yasa’nın Tekrarı 20:17)
↩︎Oysa senin malını fahişelerle yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.
(Luka 15:30)
↩︎Domuz çatal ve yarık tırnaklıdır, ama geviş getirmez. Sizin için kirli sayılır.
(Levililer 11:7)
↩︎Sonra mührünü parmağından çıkarıp Yusuf’un parmağına taktı. Ona ince ketenden giysi giydirdi. Boynuna altın zincir taktı.
(Yaratılış 41:42)
↩︎Melek önündeki meleklere, “Üzerinden kirli giysileri çıkarın” dedi. Sonra Yeşu’ya, “Bak, suçunu kaldırdım. Sana bayramlık giysiler giydireceğim” dedi.
(Zekeriya 3:4
↩︎Ferisiler’le din bilginleri ise, “Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla birlikte yemek yiyor” diye söyleniyorlardı.
(Luka 15:2)
↩︎Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitti. Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etti.
(Luka 15:13)
↩︎Bu nedenle bedenin tutkularına uymamak için günahın ölümlü bedenlerinizde egemenlik sürmesine izin vermeyin. ^13^ Bedeninizin üyelerini haksızlığa araç ederek günaha sunmayın. Ölümden dirilenler gibi kendinizi Tanrı’ya adayın; bedeninizin üyelerini doğruluk araçları olarak Tanrı’ya sunun.
(Romalılar 6:12-13)
↩︎Sizler bir zamanlar içinde yaşadığınız suçlardan ve günahlardan ötürü ölüydünüz. Bu dünyanın gidişine ve havadaki hükümranlığın egemenine, yani söz dinlemeyen insanlarda şimdi etkin olan ruha uymaktaydınız. 3 Bir zamanlar hepimiz böyle insanların arasında, benliğin ve aklın isteklerini yerine getirerek benliğimizin tutkularına göre yaşıyorduk. Doğal olarak ötekiler gibi biz de gazap çocuklarıydık. 4-5 Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfuyla kurtuldunuz.
(Efesliler 2:1-5)
↩︎Nitekim İnsanoğlu, kaybolanı arayıp kurtarmak için geldi.
(Luka 19:10)
↩︎Bunun yerine, İsrail halkının yitik koyunlarına gidin.
(Matta 10:6)
↩︎“Siz ne dersiniz? Bir adamın yüz koyunu olsa ve bunlardan biri yolunu şaşırsa, doksan dokuzunu dağlarda bırakıp yolunu şaşıranı aramaya gitmez mi? 13 Size doğrusunu söyleyeyim, eğer onu bulursa, yolunu şaşırmamış doksan dokuz koyun için sevindiğinden daha çok onun için sevinir. 14 Bunun gibi, göklerdeki Babanız da bu küçüklerden hiçbirinin kaybolmasını istemez.”
(Matta 18:12-14)