17 Mayıs 2022
Yaratılış 22:1-18
Bu gün 15 Mayıs 2022. Bir Önceki vaazda Mısırdan Çıkış 20. Bölüme bakmıştık. On Buyruk ve özellikle Tanrı Korkusu konusuna odaklanmıştık. Bu gün, Yaratılış 22. Bölüme bakacağız.
Emmaus Yolundaki iki öğrenciyi hatırlıyor musunuz? Luka 24. bölümde, geçen bu hikâyede İsa; Emmaus Yolunda yürüyen, kendisinin dirilişi ile ilgili tartışan bu iki öğrencisinin yanına geldi onlarla yürümeye başladı. Kutsal Yazıları anlamıyorsunuz dedi! Sonra Musa’nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar’ın hepsinde kendisiyle ilgili yazılanları, onlara açıkladı. 2
Kutsal Yazıların tümü İsa Mesih’i işaret eder…
İsa öğrencilere Kutsal Yazıların hepsinin tek bir hikâye olduğunu söylüyor. Yüzyıllar boyunca yazılmış çeşitli farklı insan yazarlar. Ama gerçek, yazar Tanrı’dır ve o bir hikâye anlatıyor ve bu büyük hikâye İsa hakkındadır. Hikâyenin başkahramanı İsa’dır. Ve biz bu gün, Baş Kahramanı İsa Mesih olan Eski Anlaşma hikâyelerinden oluşan kısa bir vaaz serisine başlıyoruz.
Luka 24 Emmaus yolunda o iki Öğrencide olduğu gibi Rab Kutsal Ruh aracılığı ile, Tanrı sözünü anlayabilmemiz için yüreklerimizi açsın.
Sözlerini anlamamızı sağlasın. Biz bu gün bu hikayelerden ilkine Yaratılış 22:1-18 “İbrahim’in denenmesi” bakacağız. Ve bu pasajda, bu pasajın her yerinde İsa’nın ayak izlerini göreceğiz.
Emmaus Yolunda iki öğrenci birbirine, “Yolda kendisi bizimle konuşurken ve Kutsal Yazılar’ı bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil mi?” dediler. 3
Birlikte Yaratılış 22:1-18 ayetlerini okumadan önce dua edelim.
Bu sözler Tanrı’nın sözleridir.
"1 Daha sonra Tanrı İbrahim’i denedi. “İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “Buradayım!” dedi.
2Tanrı, “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.”
3İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak’ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı’nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı. 4Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü. 5Uşaklarına, “Siz burada, eşeğin yanında kalın” dedi, “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.”
6-7Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak’a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahim’e, “Baba!” dedi.
İbrahim, “Evet, oğlum!” diye yanıtladı.
İshak, “Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu.
8İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler.
9 Tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. 10Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. 11Ama RAB’bin meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi.
İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi.
12Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.”
13İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. 14Oraya “Yahve yire[a]” adını verdi. “RAB’bin dağında sağlanacaktır” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor.
15RAB’bin meleği göklerden İbrahim’e ikinci kez seslendi: 16 “RAB diyor ki, kendi üzerime ant içiyorum. Bunu yaptığın için, biricik oğlunu esirgemediğin için 17 seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım. Soyun düşmanlarının kentlerini mülk edinecek. 18 Soyunun aracılığıyla yeryüzündeki bütün uluslar kutsanacak. Çünkü sözümü dinledin.”
(Yaratılış 22:1-18)
Amin.
Bu pasaj da üç şeyi görmenizi ve odaklanmanızı istiyorum:
- Önce Tanrı’nın emri.
- İkincisi, İbrahim’in imanı,
- üçüncüsü, Tanrı’nın sağlayışı, ikame.
I- Tanrı’nın emri, buyruğu,
Önce Tanrı’nın emrine odaklanalım. Tanrı İbrahim’e 1. ve 2. ayetlerde şöyle der: “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.”
Hatılarsanız İbrahimin hayatı ile ilgili kısa bir vaaz serisi yapmıştık, Tanrı İbrahim’in yaşamında, Yaratılış 12. bölümde sahneye çıktı, Tanrı Avram’ı yani İbrahim’i putperest bir yaşamdan çağırdı. Onu yaşadığı yerden, ailesinden ayırdı, İbrahim Rab’be güvendi. Tanrı onu putperest bir ulustan çağırdı ve İbrahim Onu sevdi ve güvendi.
Ve şimdi Tanrı İbrahim’i hayatının en büyük denenmesinden geçiriyor. İbrahim deneniyor.
Ve ilk bakışta, Tanrı’nın bunu yapmakla İbrahim’i ayartmaya çalıştığını düşünen olabilir. Ancak bu düşünce yanlıştır. Yakup 1:13’te “Ayartılan kişi, “Tanrı beni ayartıyor” demesin. Çünkü Tanrı kötülükle ayartılamadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz.”
“Tanrı bizi asla günah işlemek için ayartmaz”. Tanrı’nın denenmemize izin vermesindeki amacı, kendi halkını “arıtmak” olduğunu biliyoruz.
Geçen hafta Antalya da Acts29 konferans da öğle yemeği zamanında, hemen yanımızda olan Pastör Ercan ve Eşi rahat bir şekilde yemeklerini alabilsin diye beş altı aylık bebekleri Elişa’yı, kısa bir sürede olsa, ben kucağıma aldım. Ne kadar da küçük, nerde olduğundan, neden orada olduğundan, kimin kucağında olduğundan hiç haberdar değildi. Ve bu vaazı hazırlarken düşündüm de Elişa şu anda hayatında herhangi bir denenme yaşamıyor. O sadece mama yiyor ve uyuyor… Onu hayatında her şey oldukça kolay gidiyor. Ama o büyüyecek ve Elişa Tanrısal karaktere sahip, bir insan olması için bir çok denenmelerden geçmesi gerekiyor ve de geçecek. Elişa’nın denenmelerden geçmesi gerekecek. Zor olacak ama denenmeler onun hayatında olacak. Tıpkı değerli bir metalin ateşte değersiz olanlardan arıtıldığı gibi. Sıcaklığa ancak değerli olmayan, saf olmayan metal dayanmaz ve erir. Denenmeler de Tanrı Halkı için böyledir. Denenmeler imanımızı yok etmek için değil, imanımızı daha da güçlendirmek içindir.
İbrahim’in denenmesini Yaratılış 22. bölümde okuyan biri, Tanrı bunu nasıl yapabilir? İbrahim’den oğlunu kurban etmesini, öldürmesini nasıl isteyebilir? Diye düşünebilir. Bu pasaj gerçekten bir iman testidir.
İbrahim’e soy vaat edilmiş olmasına rağmen, şimdi ona biricik oğlunu kurban etmesinin istenmiş olması, ilk bakışta vaat le çelişiyor.
Tanrı İbrahim’e, vaat çocuğunun İshak olduğunu söylemişti. Yani emir ve vaat çelişkili görünüyor.
Bunun Kutsal Kitapta en zor metinlerden biri olduğuna şüphe yok. Tanrı bana İshak’ı kurban olarak sunmamı nasıl emredebilir, öz oğlum? Biz Hilalle bu konuda epey bi konuştuk, Selin’i yada Aycan’ı al benim dediğim yere git ve orada bana kurban et. Tanrı size bunu söylese nasıl hissederdiniz? Sizin de bunu hissetmenizi istiyorum. Bu Tanrı’nın emridir.
II - İbrahim’in İmanı
Görmenizi istediğim ikinci şey: Denenme. İbrahim’in imanının ne durumda olduğunu ortaya koyuyor?
2.ci ayete bakarsanız; Tanrı İbrahim’e gelir ve çok keskin bir şekilde buyruk verir. “Tanrı, “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.”
Çok sert ve keskin bir üslup. Ama sadece oğlunu yakmalık sunu olarak sun demiyor. İshak’ı sevdiğin biricik oğlunu, kurban et diyor. Bana; değer verdiğin biricik oğlunu kurban olarak sun diyor.
Ve önemli bir şey daha Moriya bölgesine git. Orada sana göstereceğim dağa çık. Diyor. Moria, “Yahve’nin seçtiği” anlamındadır. Yeruşalim tepelerinden biridir. Aynı zamanda Davut’un Yevus’lu Aravna’dan aldığı, harman yeri ve Süleyman’ın Tapınağı aynı yerde: Moria bölgesinde inşa edildi.
İbrahim’in hayatında Yaratılış 12:1’e hatırlarsak RAB Tanrı Avrama, İbrahim’e; “Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak, sana göstereceğim ülkeye git” dedi.
Ve böylece RAB diyor ki: rahatınızı bırakın, güvenliğinizi bırakın, bildiğini bırak, en sevdiğin ve değer verdiğin şeyleri bırak ve beni takip et. Ve nereye varacağını bilmeden, nasıl sonuçlanacağını bilmeden Tanrı İbrahim’i istiyor. Gerçekten onu arıtmak istiyor. İbrahim’in en büyük hazinesi en değerlisi olmak istiyor.
Tanrı’nın Vaatlerine Güvenin
Tanrı İbrahim’den bunu istiyor. Tanrı senin ve benim de, bu dünyada en değerli hazinemizin, önceliğimizin, kendisi olmamızı istiyor. İbrahim gibi her şeyi geride bırakmamızı vaz geçmemizi istiyor. Hayatınızda Tanrı’dan daha değerli önemli, ilk sırada olan başka bir şey var mı?
İbrahim İshak’ı, oğlunu çok seviyordu. Ayette bu çok açık. Ancak İbrahim Tanrı’nın vaatlerine sıkı sıkıya bağlı kaldı ve değer verdi.
Ve dikkatli bakarsak, İbrahim’in imanının körü körüne bir iman olmadığını görürüz.
İbrahim, “Tanrı, bir yandan oğlumun vaat çocuğu olduğunu söylüyor, diğer yandan onu kurban olarak sunmaya çağırıyor.” Böylece İbrahim, oğlunu kurban etmesi gerekiyorsa, vaat yerine gelmesi için, Tanrı’nın onu ölümden dirilteceğini, ya da bunu son anda durduracağını düşünmüş olabilir.
İbrahim İshak’la birlikte dağa çıkmadan önce iki uşağına, 5. ayete. “Siz burada, eşeğin yanında kalın” dedi. “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.” “Gideceğiz. Tapınacağız ibadet edeceğiz. Ve sonra geri geleceğiz.”
İbrahim geri döneceklerine inanıyordu. Belki de nasıl olduğunu tam olarak bilmiyordu ama bir şekilde Tanrı’nın vaatlerine sadık kalacağını biliyordu. Tanrı’nın verdiği sözü tutacağını. Ve böylece İbrahim’in imanını görüyoruz.
III Tanrı’nın sağlayışı / İKAME
Ve son olarak, Tanrı’nın sağlayışını görüyoruz. İkame ne demektir? Hiç duydunuz mu? Sözlük anlamı: Bir başka şeyin yerine koymak demektir. Tanrı sadece kuzuyu sağlamıyor! İshak’ın yerine ikame ediyor. İsa Mesih de bizim yerimize öldü.
6-7 ayet Birlikte giderlerken İshak İbrahim’e, “Baba!” dedi. İbrahim, “Evet, oğlum!” diye yanıtladı. İshak, “Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu.
Bu çok üzücü iki ayetin sonunda, İbrahim, 8. ayette bu dikkate değer ifadeye yanıt verir:
“İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler.
İbrahim sunağı inşa edecek kadar kararlıdır. Odunları döşer. Oğlunu bağlar. Oğluna kesmek için bıçağı alır.
Bir melek ortaya çıkar ve İbrahim’e seslenir 12. ayette, “Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.”
13.cü ayet: “İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu.”
Tanrı İbrahim’in görmesini istiyor ve bizim de bir şey görmemizi istiyor. Nerede olduğunu ve neden orada olduğunu görmemizi istiyor.
13.cü ayete tekrar bakalım. “Onu yakmalık sunu olarak sundu” ayetinin en sonundaki “oğlunun yerine” ibaresine dikkat edin. Yaratılış 22’de burada görüyoruz ki, bu, Kutsal Kitap’ta bir hayatın bir başkası için, başkası yerine (ikame) feda edilmesinin ilk açık ifadesidir.
Yaratılış 22 bize Rab’bin, bizim günahlarımızın bedeli olarak hak ettiğimiz ölümü, cezayı Tanrı’nın kendisinin üstleneceğini, Tanrı’nın günahın bedelini kendisinin ödeyeceğini, Dünya’nın günahlarını ortadan kaldıran Tanrı kuzusunun sağlayacağını gösterir.
Vaftizci Yahya İsa’yı görünce bu nedenle. “Dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu’na bakın” 4 dedi…
Yaratılış 22’de, Rab’bin sağlayışını, ikamesini görüyoruz. Ama aynı zamanda dirilişi de görüyoruz.
Bu İbraniler 11:19’da İbrahim Tanrı’nın ölüleri bile diriltebileceğini düşündü; nitekim İshak’ı simgesel şekilde ölümden geri aldı.5
“İbrahim, Tanrı’nın oğlunu ölümden diriltmesini bekledi” diyor. Ve böylece, İbraniler bize simgesel anlamda söylersek: İbrahim oğlunu ölümden geri aldı.
Dağa çıkarken, geri dönme ümidi boş değildi. Ve böylece, bu pasajda hem ikame hem de diriliş görüyoruz.
Bunun nerede olduğuna dikkat edin.
Bu nerede oluyor? Ayet 2 bize Moria bölgesinde olduğunu söyler. İbrahim bu noktaya 14. ayette “Yahve Yire” olarak atıfta bulunur.
“Yahve Yire”: “Rab sağlayacak” anlamına gelir.
Moria’dan bir dahaki sefere 2.Tarihler 3. Bölüm,6 Kral Süleyman’ın, Moria’da tapınağını inşa etmeye karar verdiği söylenen metin budur.
Ve böylece, ikame kurbanların sunulacağı yer burasıdır. Ve İsa’nın çarmıha asılacağı kendi isteğiyle kurban edileceği tepe Golgota’da buradadır.
Bu pasaj bize İbrahim’in Tanrı’ya olan sevgisi, itaat etme kararlılığı ve Baba’ya olan bağlılığını görüyoruz.
Rab’bin meleği 12. ayette “Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım,” diyor. Bu çok önemli, ama daha önemli olan, 14. ayette. “RAB’bin dağında sağlanacaktır” sözüdür.
10.cu ayette “Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı.” İbrahim’in oğlunu kesmek için bıçağı eline aldığını görüyorsunuz.
Ve 11-12. ayette İbrahim bıçağı eline aldığında bir melek seslendi, ve onu durdurur.
Ama İsa çarmıhtayken Baba’yı kimse durdurmadı. İsa, “Beni neden terk ettin?” 7 dediğinde bir ses yoktu.
Tanrı İbrahim’in oğlunu öldürmesini engelledi. Ancak;
Yuhanna 3:16 “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.” 8
İbrahim’in gördüğü şey, Rab’bin Bizim için bir ikame kurban sağlayacağının, Tanrı’nın bize olan büyük sevgisi’nin beyanıdır.
Bunu burada Yaratılış 22’de görüyorsunuz. Çarmıh “Seni seviyorum"un ilanıdır.
Yaratılış 22:
- Tanrı’nın sevgisini bir Kurban aracılığıyla kurtarmasının,
- İbrahim ve İshak’ın birlikte bir dağa çıkmalarının, Baba ve Oğul’un bizim için Golgotaya çıkmasının nasıl bir şey olduğuna dair bir resmin hikâyesidir.
Tanrı’ya sürekli şunu söylememiz gerekmez mi? “RAB Beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum, çünkü Oğlunu, biricik Oğlunu benim için esirgemedin”?
Pavlus’un Romalılar 8:32’deki sözleri doğrudur. Ve bununla bitireceğiz. Pavlus şöyle diyor:
“Öz Oğlu’nu bile esirgemeyip O’nu hepimiz için ölüme teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi bağışlamayacak mı?”
(Romalılar 8:32)
Dua edelim.
Pastör
Mesut Çiftçi
Görsel: https://thescripturesays.org/2015/07/19/genesis-22-24-on-the-mount-of-the-lord-it-shall-be-provided/ ↩︎
↩︎“Aynı gün öğrencilerden ikisi, Yeruşalim’den altmış ok atımı uzaklıkta bulunan ve Emmaus denilen bir köye gitmekteydiler. 14 Bütün bu olup bitenleri kendi aralarında konuşuyorlardı. 15 Bunları konuşup tartışırlarken İsa yanlarına geldi ve onlarla birlikte yürümeye başladı. 16 Ama onların gözleri O’nu tanıma gücünden yoksun bırakılmıştı.
17 İsa, “Yolda birbirinizle ne tartışıp duruyorsunuz?” dedi.
Üzgün bir halde, oldukları yerde durdular. 18 Bunlardan adı Kleopas olan O’na, “Yeruşalim’de bulunup da bu günlerde orada olup bitenleri bilmeyen tek yabancı sen misin?” diye karşılık verdi.
19 İsa onlara, “Hangi olup bitenleri?” dedi.
O’na, “Nasıralı İsa’yla ilgili olayları” dediler. “O adam, Tanrı’nın ve bütün halkın önünde gerek söz, gerek eylemde güçlü bir peygamberdi. 20-23 Başkâhinlerle yöneticilerimiz O’nu, ölüm cezasına çarptırmak için valiye teslim ederek çarmıha gerdirdiler; oysa biz O’nun, İsrail’i kurtaracak kişi olduğunu ummuştuk. Dahası var, bu olaylar olalı üç gün oldu ve aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına çevirdiler. Bu sabah erkenden mezara gittiklerinde, O’nun cesedini bulamamışlar. Sonra geldiler, bir görümde, İsa’nın yaşamakta olduğunu bildiren melekler gördüklerini söylediler. 24 Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitmiş ve durumu, tam kadınların anlatmış olduğu gibi bulmuşlar. Ama O’nu görmemişler.”
25 İsa onlara, “Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine inanmakta ağır davranan kişiler! 26 Mesih’in bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli değil miydi?” dedi. 27 Sonra Musa’nın ve bütün peygamberlerin yazılarından başlayarak, Kutsal Yazılar’ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.”
(Luka 24:13-27)
↩︎“Onlar birbirine, “Yolda kendisi bizimle konuşurken ve Kutsal Yazılar’ı bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil mi?” dediler.”
(Luka 24:32)
↩︎“Yahya ertesi gün İsa’nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!”
(Yuhanna 1:29)
↩︎“İbrahim Tanrı’nın ölüleri bile diriltebileceğini düşündü; nitekim İshak’ı simgesel şekilde ölümden geri aldı.”
(İbraniler 11:19)
↩︎“Süleyman bundan sonra RAB’bin Yeruşalim’de babası Davut’a göründüğü Moriya Dağı’nda RAB’bin Tapınağı’nı yaptırmaya başladı. Yevuslu Ornan’ın olan bu harman yerini Davut sağlamıştı.”
(2 Tarihler 3:1)
↩︎“Saat üçte İsa yüksek sesle, “Elohi, Elohi, lema şevaktani” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı.”
(Markos 15:34)
↩︎“Tanrı, Oğlu’nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O’nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.”
(Yuhanna 3:17)