Hananya ile Safira

27 Mart 2022

Merhaba! Kardeşler.

Bugün 27 Mart 2022, Pazar.

Bugün Elçilerin İşleri beşinci bölüme, Hananya ile Safira’nın hikâyesine bakacağız.

Elçilerin İşleri, elçilerin ve imanlıların ilk günlerini anlatan temel kilise tarihidir…

İsa göğe yükseldikten sonra, öğrencileri yani elçiler, etkin bir şekilde insanları tövbe etmeye ve vaftiz olmaya çağırıyor, insanlara öğretiyor; Tanrı’nın lütfu ve İsa’nın adıyla birçok harikalar ve mucizeler gerçekleştiriyorlardı.

İmanlılar da, bir arada bulunuyor ve pek çok şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı.

İmanlılar arasında BİRLİK-BERABERLİK ve BİRBİRİNE BAĞLILIK vardı.

Günümüzde kiliselerde durum nasıl sizce? İlk kilisede olduğu gibi, birlik ve bağlılık görüyor musunuz?

İmanlılar düzenli olarak bir araya gelerek; sade, alçak gönüllü, Rab’be yaraşır bir yaşam sürdürüyorlardı. Rab’bi övüyor, diğer insanların hayranlıkla baktığı bir imanlı yaşam sergiliyorlardı…

Rab da, her gün yeni kurtulanları topluluğa katıyordu.

Petrus ve diğer elçiler tam bir adanmışlıkla ve İsa’nın adıyla mucizeler gerçekleştirmeye, Rab’bin adını yüceltmeye ve imanlılar arasında birliği, beraberliği sağlamaya devam ediyorlardı. Tam da bu muhteşem tablo yaşanırken, Hananya ve Safira sahneye çıkıyor. Kutsal yazıları hep birlikte okuyalım. Ama öncelikle hep birlikte dua edelim.

"1-2Hananya adında bir adam, karısı Safira’nın onayıyla bir mülk sattı, paranın bir kısmını kendine saklayarak gerisini getirip elçilerin buyruğuna verdi. Karısının da olup bitenlerden haberi vardı.
3Petrus ona, “Hananya, nasıl oldu da Şeytan’a uydun[a], Kutsal Ruh’a yalan söyleyip mülkün parasının bir kısmını kendine sakladın?” dedi. 4“Mülk satılmadan önce sana ait değil miydi? Sen onu sattıktan sonra da parayı dilediğin gibi kullanamaz mıydın? Neden yüreğinde böyle bir düzen kurdun? Sen insanlara değil, Tanrı’ya yalan söylemiş oldun.”
5Hananya bu sözleri işitince yere yıkılıp can verdi. Olanları duyan herkesi büyük bir korku sardı. 6Gençler kalkıp Hananya’nın ölüsünü kefenlediler ve dışarı taşıyıp gömdüler.
7 Bundan yaklaşık üç saat sonra Hananya’nın karısı, olanlardan habersiz içeri girdi. 8Petrus, “Söyle bana, mülkü bu fiyata mı sattınız?” diye sordu.
“Evet, bu fiyata” dedi Safira.
9Petrus ona şöyle dedi: “Rab’bin Ruhu’nu sınamak için nasıl oldu da sözbirliği ettiniz? İşte, kocanı gömenlerin ayak sesleri kapıda, seni de dışarı taşıyacaklar.” 10Kadın o anda Petrus’un ayakları dibine yıkılıp can verdi. İçeri giren gençler onu ölmüş buldular, onu da dışarı taşıyarak kocasının yanına gömdüler. 11İnanlılar topluluğunun tümünü ve olayı duyanların hepsini büyük bir korku sardı."

(Elçilerin İşleri 5:1-11)

Amin!

Hananya ve Safira

Hananya ve Safira, Petrus ve diğer elçilerin, imanlıların adanmışlığı, birliği ve beraberliği için gösterdikleri çabayı ve yaptıklarını görmüş olmalılar.

Muhtemelen de Bir önceki 4. bölümde bahsedilen, Barnaba ve diğer imanlıların yaptıklarından da etkilenmişlerdi.

İnananlar topluluğunun yüreği ve düşüncesi birdi. Hiç kimse sahip olduğu herhangi bir şey için “Bu benimdir” demiyor, her şeylerini ortak kabul ediyorlardı.

Elçiler, Rab İsa’nın ölümden dirildiğine çok etkili bir biçimde tanıklık ediyorlardı. 4:35 de; “Tanrı’nın büyük lütfu hepsinin üzerindeydi.” deniliyor.

Toprak ya da ev sahibi olanlar bunları satar, sattıklarının bedelini getirip elçilerin buyruğuna verirlerdi. Bu da herkese ihtiyacına göre dağıtılırdı. Bu nedenle aralarında yoksul olan yoktu.

Barnaba da bunlardan biriydi.

Kıbrıs doğumlu olan ve elçilerin Barnaba, diye adlandırdıkları Yusuf, sahip olduğu bir tarlayı sattı, parasını getirip elçilerin kullanması için onlara teslim etti.

İNANLILAR TOPLULUĞUNUN YÜREĞİ ve DÜŞÜNCESİ BİRDİ diyor 4:32 ayette. İşte bu ayet her şeyi anlatıyor: Yürekte ve düşüncede bir olmak.

Onlar sadece yürek ve düşüncede paydaşlıkta yetinmeyerek; daha da fazlasını yaptılar ve dünyasal neleri varsa sattılar ve elde ettikleri paranın tamamını getirip Elçilere verdiler. Böylece ihtiyacı olanların ihtiyaçları giderildi…

İnanlılardan pek çoğunun yaptığı gibi Barnaba da sahip olduğu tek şeyi olan tarlayı sattı. Parasının tamamını elçilere verdi.

Evet, bizlerin dünyasal ihtiyaçlarımız olacak ve bunları yaşamımızı devam ettirmek için ihtiyacımız var, ancak bu istekler bizi kutsallıktan ve Tanrıdan uzaklaştıracak kadar değerliyse o zaman büyük bir tehlike altındasınız…

Hananya ve Safira belki de Barnaba gibi, diğer imanlılar gibi yaparak öncelikle elçileri sonra da diğer insanları etkilemek istedi.

Böylece onlar da Barnaba gibi sahip oldukları bir mülkü sattı.

Burada dikkat etmemiz gereken bir nokta var, Ayetlere baktığımızda Barnaba sahip olduğu bir tarla diyor ki, ona ait başka bir mülkün olmadığını anlıyoruz. Sahip olduğu tek şeyi sattı.

Ancak baktığımızda Hananya ve Safira “Bir Mülk Sattı” diyor. Biz bu durumda muhtemelen onların başka mülklerinin de olduğunu tahmin edebiliriz.

Ama onlar diğerlerinin ve Barnaba’nın yaptığını yapmadı. Paranın hepsini değil, sadece bir kısmını elçilere verdiler.

Hananya ve Safira’ya sahip olduğu bir şeyi satmasını, satış sonunda aldıkları parayı elçilere vermesini kimse söylemedi! Barnaba’ya da öyle!

Barnaba, Kutsal Ruh’un yönetiminde hareket etti. Hananya ve Safira ise benliğin yönetiminde hareket ettiler.

  • Onlar adanmamış oldukları halde, adanmış gibi davrandılar,
  • Aslında onların günahı paranın TAMAMINI VERMEMEK değil.
  • Onların günahı yalan söylemeleri. Gerçeği gizlemeleri.
  • Petrus, Hananya’yı insanlara değil Kutsal Ruh’a yalan söylemekle suçladı;
  • Hananya ve Safira insanlara karşı günah işlemedi. Kutsal Ruh’a karşı günah işlediler.
  • Petrus açıkça Hananya’ya söyledi; Kutsal Ruh Tanrıdır, Kutsal Ruh’a söylenen yalan Tanrı’ya söylenen yalandır.

Günahın Sonucu…

Ve Hananya yere yığıldı, öldü. O Tanrıya yalan söyledi!

Bir süre sonra Petrus’un yanına Safira geldi.

Petrus Safira’ya da “Mülkü bu Fiyata mı sattınız” diye sordu.

Safira “evet doğrudur” diyerek, o da yalan söyledi.

Petrus Safira ya “Rab’bin Ruhu’nu sınamak için nasıl oldu da sözbirliği ettiniz?” dedi.

Safira da Kocasının yalanına ortak olarak, aynı suçu işledi… Kutsal Ruha yani Tanrıya, o da yalan söyledi. Peki Sonuç ne oldu? O da ÖLDÜ.

Safira’nın kocasının başına gelenlerden haberi yoktu. Ancak Petrus, Safira’ya başına gelecekleri ima etti. O da tıpkı kocası gibi Petrus’un ayaklarının dibine düştü ve öldü. Gençler onu da dışarı çıkardılar ve kocasının yanına gömdüler.

Onlar Tanrıya iyi görünmek için kötü olanı yaptı: Yalan söyledi.

Onlar İkiyüzlülük yaptı.

Yalan ve ikiyüzlülük Tanrının topluluğunu yıkama götüren şeylerin ilk sırasında yer alır.

Petrus onları yargılarken ona ve diğer elçilere verilen yetki ve güç ile bunu yaptı.

İsa ölümden dirildikten sonra öğrencilerinin yanına geldi ve onlara: “Baba beni gönderdiği gibi, ben de sizi gönderiyorum.” dedi ve sonra:

“Kimin günahlarını bağışlarsanız, bağışlanmış olur; kimin günahlarını bağışlamazsanız, bağışlanmamış kalır.”
(Yuhanna:20:23)

dedi.

Amin

Ne Öğreniyoruz?

Hananya ve Safira’nın hikâyesi ilk inanlılar topluluğunda, ilk kilisede işlenen ölümcül bir günaha karşılık Tanrı’nın hoşnutsuzluğunu gösterir…

Bu hikaye bize:

  • İnanlılar Topluluğunda,
  • Kilisede Düşüncede,
  • Kalpte Bir olmayı.
  • Günahtan Kaçınmayı.
  • Birlik, beraberlik ve birbirimize bağlı yaşamamızı sağlayan gerekli şeyi,
  • Doğruluğu,
  • Yalan söylememeyi ve
  • Tam adanmışlığı

öğretiyor.

Bu hikaye bize:

  • Tam adanmışlıkla Rab’be hizmet etmeyi ve
  • Müjdeyi, iyi haberi herkese duyurmayı ve
  • yaşamımızla, Mesih imanlıları olarak aramızdaki birlik beraberlikle, kardeşlikle tanıklık etmemizi

öğretiyor.

Dua edelim Kardeşlerim!

Pastör
Mesut Çiftçi