Tanrı Korkusu

1 Mayıs 2022

Mısırdan Çıkış 20:18-21

Bu gün 1 Mayıs 2022 Biz bu gün Mısırdan Çıkış 20 Bölüme, 18-21 ayetlere bakacağız.

Bir soru sorarak başlamak istiyorum: Tanrı’dan korkar mısınız?

Tanrı’nın bize sevgisi o kadar büyüktür ki biricik oğlunu bizim için verdi. Tanrı’nın sevgisi sonsuzdur. Elbette öyle. Ama sadece bu kadar mı? Tanrı’dan korkmak, Tanrı korkusu Kutsal Kitap da çoğu zaman göz ardı edilir.

Tanrı korkusunu, anlamak için Tanrı’nın kimliği hakkında yeterince bilgiye sahip olmalıyız. Şimdi birlikte Mısırdan Çıkış 20:18-21 okumadan önce, bir önceki bölüm olan, 19. Bölümü bağlam olması için kısaca hatırlayalım:

Tanrı Halkı Mısırdan çıktıktan Üç ay sonra, Sina Çölüne geldiler ve Sina Dağı’nın karşısında konakladılar.

Musa Tanrı’nın huzuruna çıktı, Tanrı Musa’ya Sina Dağında seslendi ve halkıyla bir antlaşma yaptı.

Antlaşmaya göre Tanrı, kendisine ve antlaşmanın yükümlülüklerine sadık kalmaları halinde İsraillilerin Kralı ve koruyucusu olacağını vaat etti. Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Tanrı Göründüğünde:

"18 Sina Dağı’nın her yanından duman tütüyordu. Çünkü RAB dağın üstüne ateş içinde inmişti. Dağdan ocak dumanı gibi duman çıkıyor, bütün dağ şiddetle sarsılıyordu. 19Boru sesi gitgide yükselince, Musa konuştu ve Tanrı gök gürlemeleriyle onu yanıtladı."
(Çıkış 19:18-19)

Çok güçlü bir boru sesi duyuldu. RAB dağın üstüne ateş içinde indi. Halk dağın etrafında toplandı. Bu olağanüstü sahnede, Tanrı Musa ile görüştü, On Buyruğu, On Emri verdi.

Sizi birlikte 20 bölüm 18-21 ayetleri okumaya davet ediyorum. Ancak önce hep birlikte dua edelim. Amin.

Bu sözler, her şeye egemen ve her şeye kadir Tanrı’nın Sözüdür:

"İsrailliler Korkuyor
18 Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı. Uzakta durarak 19Musa’ya, “Bizimle sen konuş, dinleyelim” dediler, “Ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz.”
20Musa, “Korkmayın!" diye karşılık verdi, “Tanrı sizi denemek için geldi; Tanrı korkusu üzerinizde olsun, günah işlemeyesiniz diye."
21Musa Tanrı’nın içinde bulunduğu koyu karanlığa yaklaşırken halk uzakta durdu."

(Mısırdan Çıkış 20:18-21)

Amin

Tanrı’nın Yasasının temel amacı: Halka günahı ve günahlı olduklarını göstermektir.

Musa’ya Tanrı tarafından On Buyruk verilirken, halk gördükleri karşısında dehşete düştü. Tanrı, halkına ne kadar güçlü ve müthiş olduğunu açıklamayı bu şekilde seçtiğinde, bu Halk için korkunç bir deneyim oldu.

Halk, Tanrı’nın kendileriyle konuştuğunda öleceklerinden korkuyorlardı, Bu nedenle Musa’ya aracı olmasını söylediler.

Korku: bir tehlike ya da tehlike düşüncesi karşısında duyulan endişe, kaygı, üzüntü ve kötülük gelme ihtimali şeklinde tanımlayabiliriz.

Korku insanların gösterdiği doğal bir tepkidir. Bir kişiye ya da bir olaya karşı insanın takındığı tavırdır.

Kutsal Kitaba baktığımızda ise iki tür korku görüyoruz:

  • İlki bir olaydan bir şey karşısında gösterilen korku, bir uçurumun kenarındayken, birden önünüze kocaman bir yılan çıkması gibi, karanlık ıssız bir yerde his etiğimiz korku. Yunus’u gemiye alan gemicilerin fırtınada hissettikleri korku.
  • İkinci tür korku ise, Tanrı Halkının Sina dağı Önünde hissettikleri korku. Tanrı’nın Onları seçtiğini, Mısırdan çıkardığı, Tanrı’nın görkemi, yüceliğine, kutsallığına olan saygılarından, O’nun gücünden duydukları korku. Eski Anlaşma döneminde Tanrı Halkı böyle hissetti,

Ya biz, Tanrı’nın Yeni Halkı olan bizlerin Tanrı korkusu hakkında durumu nedir?

İsa Mesih ile durum değişiyor.

Tanrı korkumuz İsa Mesih’le birlikte nasıl değişir?

Biz Hristiyanlar, İsa Mesih aracılığıyla birçok şeyin korkusundan kurtulduk.

İsa Öğrencilere:

"26İsa, “Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?” dedi. Sonra kalkıp rüzgârı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu."
(Matta 8:26)

Yine:

"32“Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun gördü. Korkmamaları söyler.”
(Luka 12:32)

Hristiyan yaşamı, diğer insanların korktuğu birçok şeyden korkmamıza gerek olmayan bir yaşamdır.

İsa’nın çarmıhta günahlarımızın bedelini ödemek için bedene bürünerek gelmesi, kutsal olmayan günahlı insanlar ile kutsal Tanrı arasındaki ayrımı ortadan kaldırdı.

İsa çarmıh üzerinde öldüğünde, tapınağın perdesi ikiye ayrıldı (Markos 15:381). Artık bizi Tanrı’dan ayıran büyük bir engel yok, çünkü İsa, O’nun Haklı olabilmemiz için bedeli ödedi.

Bu, Tanrı’dan korkma şeklimizi değiştirir mi? İsa Mesih’e iman edersek İsrail gibi, Tanrı’dan korkmayız. Ancak İsa’nın dünyaya gelmesi Tanrı’nın kim olduğunu değiştirmez. Tanrı, o zaman olduğu gibi şimdi de aynı. Tanrı, hala hayal edebileceğimizden çok daha güçlü olan kutsal bir Tanrı’dır.

Bazan İsa’nın kurtarıcı olduğu gerçeğine o kadar odaklanabiliriz ki, O’nun Tanrı olduğunu ve aynı zamanda bizim Rab’bimiz ve Kralımız olduğunu unutabiliriz.

Tanrı hafife alınmamalıdır. Tanrı, dünyayı yaratan, dünyayı ayakta tutan ve halkını kurtaran güçlü Tanrıdır. Böyle bir Tanrı, bizim çağımız da dahil olmak üzere her çağda onurlandırılmayı ve korkuyu hak eder.

Bazı İnanlılar, yaptığı her şeyi onaylayan, istediği her şeyi sağlayan ve asla kimseyi cezalandırmayan sevgi dolu bir Tanrı’nın varlığına inanır.

Bu düşündükleri Tanrı, kimileri için ne kadar rahatlatıcı olsa da, sadece hayal ürünüdür. Tanrı’nın kim olduğunu görmek, anlamak için sadece Kutsal Kitaba bakmamız gerekir.

Aksi takdirde, kendimizi iyi hissetmemizi sağlamak için orada olan ama bizim üzerimizde hiçbir yetkisi olmayan bir Tanrı hayal ederiz.

Tanrı, İsa Mesih sayesinde bizim dostumuzdur ve korkmadan O’na cesaretle yaklaşabiliriz. Dostumuz ama aynı zamanda tüm dünyanın Kralı! Tanrımız güçlü bir Tanrı ve kutsal bir Tanrı’dır.

Kurtulmuş, günahkâr bir halk olarak; Tanrı’ya verilecek doğru yanıt, korku anlamında değil, O’nu tüm tutum ve davranışlarımızla onurlandırma anlamında O’ndan korkmaktır.

Tanrımızın güçlü bir Tanrı olduğunu birbirimize hatırlatalım ve bu güçlü Tanrı’nın bize gösterdiği sevgiye nasıl karşılık vermemiz konusunda birbirimizi teşvik edelim.

Şimdi, 20:18-21. ayetlerdeki dört şeyi daha görmenizi istiyorum. Ama bölüm başında olan On Buyruğu okuyalım:

"1Tanrı şöyle konuştu:
2  “Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
3  “Benden başka tanrın olmayacak.
4  “Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.  5  Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı’yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.  6  Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.
7  “Tanrın RAB’bin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
8  “Şabat Günü’nü kutsal sayarak anımsa.  9  Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.  10  Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız.  11  Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
12  “Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB’bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
13  “Adam öldürmeyeceksin.
14  “Zina etmeyeceksin.
15  “Çalmayacaksın.
16  “Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.
17  “Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin."”

(Mısır’dan Çıkış 20:1-17 )

Amin.

  • İlk Görmenizi istediğim: Tanrı’nın Yasası bize Tanrı’nın kendisini gösterir.
  • ikinci olarak, Tanrı’nın Yasası bize kendimizi gösterir.
  • Üçüncü olarak yasa bize gelecekteki yargının bir görüntüsünü gösterir
  • Son olarak yasa bize İsa Mesih’i gösterir.

1- Tanrı’nın Yasası Bize Tanrı’nın Kendisini Gösterir

Her şeyden önce, Yasa’nın bize Tanrı’yı nasıl gösterdiğini düşünelim. Sina Dağı’nın tepesinden gelen gök gürültüsü, şimşekler ve borazan sesi ve On Emir’de vurgulanan Tek ve en önemli nokta, Tanrı’nın Kutsal olduğudur.

Dağda olan olağanüstü olaylar, Kutsal Kitabın başka pek çok yerlerinde, Tanrı’nın günahkarlarla olan ilişkilerinde kutsallığı ve doğruluğunun vurgulandığını görürüz. Tanrı Kutsaldır. Tanrı’nın Yasası O’nun karakterini yansıtır.

Ve 18. ayette:

“Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı.”
Mısır’dan Çıkış 20:18

O Gün Sina dağının önünde Halkın arasında durup bunu izlemenin nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Halkın gördükleri, sadece olağanüstü doğa olayından daha fazlasıdır. Tanrı, kutsallığını, görkemli bir şekilde halkının görmesini istiyor ve gösteriyor. O, Kutsal, Kutsal, Kutsal Tanrı’dır.

O Her Şeye egemen Rab Tanrı’dır. Ve bütün dünya O’nun yüceliğiyle doludur.

Yeşaya 6. Bölümde bize hatırlattığı gibi, göksel varlıklar bile:

“Birbirlerine şöyle sesleniyorlardı:
“Her Şeye Egemen R A B
Kutsal, kutsal, kutsaldır.
Yüceliği bütün dünyayı dolduruyor.””

(Yeşaya 6:3)

Bu nedenle sürekli, RAB Tanrımızın adına, kutsallığına, yüceliğine, görkemine yaraşır bir şekilde tapınıp adına şükranlar ve övgüler sunmalıyız.

Yasa bize Tanrı’nın Kutsallığını, Yüceliğini fark etmemizi sağlar.

2- Tanrı’nın Yasası Bize Kendimizi Gösterir

İkinci olarak Tanrı’nın Yasası bize kendimizi gösterir. Yasada Tanrı’nın kendisini gördüğümüzde, kaçınılmaz olarak, kendimizi de görmemizi sağlanır. Yasa bize kendimizi gösterir. Halkın dağda gördükleri ve duydukları şimşeklere, gök gürlemelerine, borazan seslerine ve dağdaki dumana nasıl tepki verdiğine dikkat edin. Onlar korkudan titrediler. Musa’ya ne dediler?

“Musa’ya, “Bizimle sen konuş, dinleyelim” dediler, “Ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz.” “
(Mısır’dan Çıkış 20:19)

Kendileri ile Tanrı’nın sonsuz kutsallığı arasındaki büyük farkın farkına varmışlardır. Yasa bize Tanrı’yı gösterir ve yasa bize Tanrı’nın görkeminden yoksun kaldığımızı gösterir.

3- Tanrı’nın Yasası Bize Gelecekte Olacak Yargıyı Gösterir

Ve üçüncü olarak, yasa bize geleceği gösterir. Sina’daki muazzam manzara, Yargı gününü hatırlatır.

Rab’bin ikinci gelişinde buna benzer bir tablonun olacağını kutsal yazılardan biliyoruz. Örneğin:

  1. Korintliler 15:522 ve 1. Selanikliler 4. ayet 16’da3 Sina Dağı’nda ilk kez duyulan borazan sesinin son gün tekrar çalınacağını yazar.

Halkın Sina’da Tanrı’nın huzurunda, gördükleri karşısında dehşet içinde Tanrı korkusuyla Musa’dan aracı olmasını istedikleri gibi, şimdiden gelecek olan son günde yargı gününde bizim için İsa Mesih’in aracılık edeceğini hatırlamalıyız.

Sina dağını kaplayan müthiş güç ve kudret gösterisi bir gün her yerde tüm insanlar tarafından tekrar görülecek ve borazan tekrar çalacak ve yer sarsılacak.

Yasa bize Tanrı’yı gösterir. Ve Yasa bize kendimizi gösterir. Ve bize, günahlarına çare bulamayan herkesin katlanmak zorunda olduğu gelecek olan yargıyı gösterir.

4- Tanrı’nın Yasası Bize İsa Mesih’i gösterir.

Tanrı’nın yasası bize İsa Mesih’i gösterir. Bir Yargı günü, bir yargıç geliyorsa, günah işlediysek ve Tanrı’nın görkeminden mahrum kaldıysak, davamızı savunmak bir aracıya ihtiyacımız var.

Musa’dan bile daha iyi bir aracıya, sadece bizi savunan değil; bizim için bedel ödeyen bir aracıya ihtiyacımız var.

“Evi yapan nasıl evden daha çok saygı görürse, İsa da Musa’dan daha büyük yüceliğe layık sayıldı.”
(İbraniler 3:3)

der. Amin.

İsa bizi Tanrı’yla barıştırmak için öldü. O’na iman edenler için artık ödenecek bir ceza yoktur. Tüm bedeli İsa ödedi.

  • İsa Mesih kendisine, iman eden ona güvenen herkesin günahlarını bağışlayacak,
  • günahının bedelini ödeyecek, ortadan kaldıracaktır.

O’na İman ediyor musun?

  • O, ihtiyacınız olan aracı,
  • ihtiyacın olan kurtarıcıdır.

Haydi hep birlikte dua edelim!

Pastör
Mesut Çiftçi


  1. “O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye bölündü.”*
    (Markos 15:38)

     ↩︎
  2. “Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve biz de değiştirileceğiz.”
    (1 Korintliler 15:51)

     ↩︎
  3. “Rab’bin kendisi, bir emir çağrısıyla, başmeleğin seslenmesiyle, Tanrı’nın borazanıyla gökten inecek. Önce Mesih’e ait ölüler dirilecek.”
    (1 Selanikliler 4:16)

     ↩︎